Türk toplumunun kültürel dokusuna ve sağlık bilincine dair önemli bir örnek olan 102 yaşındaki Kezik nine, bu yaşı geride bırakmanın sırlarını merak edenlerin ilgisini çekiyor. Şimdiye kadar hayatında hiç doktora gitmeyen Kezik nine, sağlıklı yaşamı ve uzun ömrü ile çevresindekilere ilham veriyor. Peki, bu yaşın getirdiği deneyim ve yaşama sevinci, Kezik nine’nin sağlık ve beslenme alışkanlıkları ile nasıl birleşiyor? İşte Kezik nine’nin yaşamına dair detaylar ve onun en çok dikkat çeken beslenme sırrı.
Kahramanmaraş’ın kırsal bir köyünde yaşayan 102 yaşındaki Kezik nine, doğduğu günden itibaren çarpıcı bir sağlıklı yaşam hikayesi yazdı. Bu kadar uzun bir yaşam süresine sahip olmasının sebebinin yalnızca şans olmadığını vurgulayan Kezik nine, aslında yaşam felsefesinin ve beslenme alışkanlıklarının bu başarıda büyük bir rol oynadığını söylüyor. Geçmişten günümüze aktarılan doğal gıdalarla beslenen Kezik nine, tarımın ve doğal üretimin hayatındaki önemine de dikkat çekiyor. Ayrıca Kezik nine’nin en sevdiği ve sürekli tükettiği bir besin madde var: Yoğurt. Kendisi, yoğurdun bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, aynı zamanda sindirim sistemine de büyük faydalar sağladığını belirtiyor.
Uzun yaşamının en önemli sırlarından birinin düzenli yoğurt tüketimi olduğunu ifade eden Kezik nine, günlük olarak taze yoğurt yaptığını ve bunu öğünlerinde mutlaka kullandığını dile getiriyor. “Yoğurt, sağlığıma sağlık katıyor. Hem lezzetli hem de faydalı” diyor. Yoğurdun sadece lezzetli bir gıda olmadığını, aynı zamanda probiyotik özelliği sayesinde sindirim sistemini düzenleme konusunda da oldukça etkili olduğunu aktarıyor. Kezik nine, köyde doğal yollarla üretilen sütlerden yapılan yoğurtları tercih ettiğinin altını çizerken, bu tür gıdaların sağlık açısından önemine dair bilgileri de paylaşıyor.
Sağlıklı yaşamak için doğanın sunduğu ürünlerden faydalanmanın gerekliliğine dikkat çeken Kezik nine, ayrıca mevsiminde sebze ve meyve tüketmenin de önemli olduğunu belirtiyor. Kendi bahçesinde yetiştirdiği sebzeleri sofralarına taşıyan Kezik nine, doğal tarım yaparak hormonlu gıdalardan uzak durduğunu ve bu sayede sağlıklı bir yaşam sürdüğünü ifade ediyor.
Kendisine sorulan "Uzun yaşamın sırrı nedir?" sorusuna ise “Huzur, sevgi ve bol hareket” yanıtını veriyor. Yaşadığı çevreyle olan ilişkilerinin, akraba ve komşularının desteğinin onun sağlı durumu için son derece önemli olduğunu belirtiyor. Aile bağlarının ve sosyal etkileşimin, psikolojik sağlığı üzerinde de olumlu etkiler yarattığını savunuyor. Sadece fiziksel sağlık değil, psikolojik sağlığın da en az bedensel sağlık kadar önemli olduğunu vurgulayan Kezik nine, bu dengeyi korumanın yaşama sevincini artıracağını belirtiyor.
Kendisi için sağlıklı yaşamın, aynı zamanda düzgün bir uyku düzeni ve uygun fiziksel aktivitelerle de desteklenmesi gerektiğini kaydediyor. Her gün bahçesinde çalışıp, yürüyüş yaparak sağlıklı kalmayı başardığını dile getiriyor. "Hareketsiz kalmamak önemli” diyerek, yaşının etkisiz hale getirilmesi gerektiğini savunuyor. Gençlerin ve orta yaşlıların da bu bilgileri dikkate alması gerektiğini, böylece sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmelerinin mümkün olduğunu belirtiyor.
Sonuç olarak, 102 yaşındaki Kezik nine’nin hayatı ve beslenme alışkanlıkları, sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmenin sırlarını barındırıyor. Doğal besinler, düzenli hareket, sosyal bağların kuvvetli tutulması ve huzur dolu bir yaşam, yaşlılığında hiç doktora gitmeyen Kezik nine’nin yaşam felsefesinin temel taşları. Onun hikayesi, günümüz modern yaşamında kaybettiğimiz doğal değerlerin ve sağlıklı alışkanlıkların önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Uzun ve sağlıklı bir ömrün sırlarına dair dersler, belki de hepimizin dikkat etmesi gereken unsurlardan oluşuyor.