Aşık Veysel Şatıroğlu, Türk halk müziğinin önemli figürlerinden biri olarak bilinirken, yaşamı ve eserleri hakkında birçok bilinmeyen detay bulunmaktadır. 21 Mart 1894’te Sivas'ın Şuğun köyünde dünyaya gelen Aşık Veysel, hayatı boyunca müziğe ve doğaya olan derin bağlılığıyla tanınmıştır. Fakat sanatçının yaşamına dair en çok dikkat çeken noktalardan biri, ölümünden sonra söyledikleri olmuştur. "Ben asıl şimdi kör oldum" ifadesi, ona hayat boyunca eşlik eden görme engelinin ve o engelin içindeki derin anlamın bir yansıması olarak değerlendirilmektedir.
Aşık Veysel, küçük yaşlarda geçirdiği çiçek hastalığı sonucu görme yetisini kaybetmişti. Ancak bu durum, onun müziğe ve şiire olan tutkusunu asla engellemedi. Özellikle bağlama ile kurduğu ilişki, onu zamanla halk müziğinin en önemli temsilcilerinden biri haline getirdi. Yıllar içinde yaşamı boyunca pek çok eser üreten Aşık Veysel’in melankolik, doğayla iç içe olan ve toplumsal konulara da değinen şiirleri, dinleyicilerine derin duygular yaşatmıştır.
Aşık Veysel’in eserleri arasında yer alan "Kış Gelmeden", "Uzun İnce Bir Yoldayım" ve "Güzelle Güzelle" gibi eserler, Türk halk müziği için artık klasikleşmiş parçalar haline gelmiştir. Aşık Veysel sadece bir halk şairi değil, aynı zamanda bir eğitimcidir; genç nesillere Türkiye’nin zengin kültürel mirasını aktarmak için hayatını adamıştır.
Aşık Veysel’in ölümü 21 Mart 1973 tarihinde gerçekleşti. Fakat onun ölümünden sonra söylediği "Ben asıl şimdi kör oldum" sözü, dinleyicilerinin aklında derin bir yankı bıraktı. Bu söz, aslında yaşamı boyunca kaybettiği fiziksel bir görmenin ötesinde, sosyal ve duygusal bir karanlık ile de ilişkilendirilmiştir. Veysel, müziği ve şiirleri ile tüm insanların duygu dünyalarına ışık tutmuş, hayatta pek çok zorluğun üstesinden gelmeyi başarmış bir sanatçıdır. Bu nedenle, onun bu sözleri birçok kişi için derin bir sorgulama ve anlayışın kapılarını aralamaktadır.
Aşık Veysel’in sözleri, halkın içindeki derin acıları, sevinçleri ve yaşamın anlamını yansıtan birer ayna gibidir. Onun eserlerinde yer alan temalar, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli bir etkiye sahiptir; hüzün, sevgi, yaşam ve doğa ile ilgili derin gözlemleri ile eşsiz bir miras bırakmıştır. Bu bağlamda, "Ben asıl şimdi kör oldum" ifadesi, yalnızca fiziksel bir kaybı değil, aynı zamanda insan ruhunun evrensel karanlıklarına da bir gönderme olarak okunabilir.
Aşık Veysel’in hayatı ve etkileyici sözleri, bizlere sadece bir sanatçının öyküsünü değil, aynı zamanda insanoğlunun dayanıklılığı, umudu ve vazgeçmeme azmini de temsil etmektedir. Yüzyıllar boyunca geçerliliğini koruyacak olan bu sözler, dinleyicilere derin bir ilham vermeyi sürdürmektedir. Aşık Veysel, kendisinin yanına alacağı son bir gün bile olsa, onun eserleri ve fikirleri, gelecekteki nesillere ilham vermeye devam edecektir.
Sonuç olarak, Aşık Veysel’in yalnızca bir sanatçı olarak değil, aynı zamanda bir insan olarak sunduğu derin anlayış ve duygular, onu Türk halk müziğinde ebedi bir figür haline getirmiştir. Onun sözleri, tarihimizde ve sanatımızda unutulmayacak bir yere sahip olacaktır. "Ben asıl şimdi kör oldum" sözü de, bu mirasın bir parçası olarak her zaman hatırlanacak ve üzerinde düşünecek çok şey bırakmaya devam edecektir.