Bir dönem "Şam'da her şey yolundaydı" hayali kuranlar, Suriye'nin gerçek yüzüyle yüzleşiyor. Ülke iç savaşın ortasında, yıkım ve acıyla boğuşuyor. Diktatörlük rejimi altında ezilen halkın çektiği zorluklar gün yüzüne çıkıyor.
Uluslararası toplumun duyarsızlığı ve çıkarları doğrultusunda şekillenen Suriye meselesi, insanlık dramına dönüşmüş durumda. Milyonlarca insan yerlerinden yurtlarından edilmiş, binlerce masum insan hayatını kaybetmiş durumda.
Özellikle Esed rejiminin sivil halka karşı işlediği insanlık suçları, uluslararası camianın yüz karası olmaya devam ediyor. Kimyasal silah kullanımı ve katliamlar, dünya kamuoyunu harekete geçiremese de, insan hakları ihlallerinin boyutunu gözler önüne seriyor.
Suriye'de yaşanan dram, sadece bir coğrafyanın değil, tüm insanlığın utanç tablosu haline gelmiştir. Savaşın sona ermesi ve barışın sağlanması için uluslararası toplumun daha fazla çaba sarf etmesi gerekmektedir.
Bu zorlu süreçte, Suriye halkının yanında olmak ve destek vermek, insanlık onuruna sahip çıkmak açısından büyük bir öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki, bir insanlık suçu karşısında sessiz kalanlar, suça ortak olurlar.